17 Haziran 2012 Pazar

"Sultan Selahaddin El Kürdi"


"Tarih konusundaki ustalığını edebiyatçı kimliğiyle birleştiren Reha Çamuroğlu, bir kez daha şaşırtıcı bir romanla çıkıyor okurlarının karşısına" diyor arka kapak.
Sayın bay Çamuroğlu ile ilk münasebetimiz "Son Yeniçeri" ve daha sonra "Kalem Efendisi" ile olmuştu. Her iki roman da, önde edebiyat arkada tarih olmak üzere su gibi akıyordu.  Gerçi ikincisinde birincisini aratan bir şeyler vardı ama tam olarak adlandıramayacağım. Sonra büyük umutlarla başlanan ve büyük hayalkırıklığı ile bitirilen "İsmail" geldi. Şimdi de "Selahaddin"... Yine bir dönem romanı ile karşı karşıyayız. Kitaba roman demek kanıma dokunuyor oysa.

Belgesel roman desem olmaz (bibliyografya yok). Tarihi roman desem değil (tarihsel gerçeklere dayanmayabiliyor). Biyografik roman hiç olmaz (olay örgüsü bir hızlı bir yavaş, standart akış yok),

Neyse ne...

Kitap aynen "İsmail"de olduğu gibi başlangıçta bir tat bir doku yaratıyor sonra olaylar hızlıca gelişiyor, olaylar hızlandıkça biz baş karakterin yaşadıklarına yabancılaşıyoruz. İyi bir roman okumak isteyenler zamanlarını harcamasın.

Ha ! Dönem ilginç bir dönem, kişilik de yeterince karizmatik derseniz öneririm.
NOT : kitabı bitirir bitirmez Raydli Sıkat'ın "Cennetin Krallığını" seyrettim ve sinema edebiyat karşılaştırması yaptım. (film/kitap mukayesesi başka yazıya) Derken okuma aralarına sıkıştırdığım Ömer Seyfettin hikayelerinde de karşıma çıkmaz mı "Selahaddin" (Bkz."Büyücü Doğan" Ömer Seyfettin). Mal bulmuş mağribiler gibi sevindim. Allah da sizi sevindirsin işşallah !
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder