11 Temmuz 2012 Çarşamba

Hayattan Öğrendiklerim. (ver.1.1.1)

  • Sağlık iyi birşeydir.
  • Uzun ömür iyi bir şey değildir.
  • Başkalarına muhtaç olarak uzun yaşamak hiç iyi bir şey değildir.
  • Yaşlanmak, hele de çok yaşlanmak hiç de iyi değil birşeydir.
  • (aparat sıralaması da yıllara yayılarak takriben şöyle oluyor : yakın gözlüğü, takma diş, ortopedik yastık, baston, mesane pedi, yürüteç (walker), tekerlekli sandalye, hasta yatağı, havalı yatak, alt bezi, mesane sondası, mutfak robotu, burundan beslenme sondası, hazır mamalar ve finalde hidrofil pamuk ile çörekotu (acı ama böyle))
  • "El elin eşeğini ıslık çalarak ararmış" son derece şükela bir atalarsözüdür.
  • "Kurda "ensen niye böyle kalın" diye sormuşlar, "kendi işimi kendim yaparım" demiş" de hakeza idir.
  • 70'lerden sonra (yaş olarak) bilinç açısından kritik bir dönem yaşandığını tahmin ediyorum, hayat ilginç bir şekilde genç olduğumuz dönemlerden daha kıymetli bir hale dönüşüyor ve ona müthiş bir sarılma oluyor. Öyle ki diğer herşey bir teferruattan ibaret hale geliyor. Bu aşamadan sonra karakterde zıtlıklar ve bozulmalar meydana gelebiliyor. (misal çok pasaklı birinin aşırı titiz olması veya tam tersi (maalesef genellikle de tam tersi vuku buluyor))
  • İşte : melekelerimiz henüz keskinken yaşlılıkta maymuna dönmemek için radikal kararlar alınması gerektiğini düşünüyorum.
  • Tanrının bahşettiği canı almak kolay bir karar değil.
  • Lakin sağlık durumunuz ve gen mirasınız gibi durumların muhasebesini yaparak : 50'sinden sonra tütüne, 60'ından sonra "kuruya", 70'inden sonra "suluya" başlamak çok makul gibi görünmektedir. (bkz."Little Miss Sunshine" daki büyükbaba. (idollerimdendir)) Böylece bastondan (bkz.Md.5) sonraki aparatlara muhtemelen ihtiyaç duymayabiliriz.
  • Umarım sizler sağlıklı ve uzun yaşarsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder