9 Ekim 2012 Salı

The Expendables-2 "Maçoluğun Zirvesindeyim !.."

   Senaryo, oyunculuklar, müzik, kurgu her şey o kadar kötü ki hiç bir şekilde ayık seyredilmesini önermiyorum. 
   Filmin başlangıcından sonuna kadar neler olacağını, nasıl olacağını tahmin ediyorsunuz. Mesela şimdi bu filmi Çak Noris ve Brus Lii kapışmasını izlememiş olan genç nesiller izlediğinde "şaka mı bu ?" şeklinde düşünebilir ve fazla da vakit harcamadan ilk on dakikadan sonra dönüp arkalarını giderler. Haklılar, denilecek bir şey yok. Karikatürize tipler, maçonun dibi başroller, dünyayı kurtaran adama rahmet okutacak sahneler, ziyan zebil ölümler vs.vs.
   Lakin sözüm 40'lı yaşların üzerindekileredir.  Onlar ki sinemadan çıkınca kah "kolsuz kahraman vangyu" kah, "dünyayı kurtaran adam" olmuşlardır. Onlar ki ilk Rambo'yu Caddeyi Kebir üzerinde İpek'te, Who Dares Wins'i Harbiye As'ta izlemişler, rüyalarında kah "yalnız kurt", kah "Raki Balboa" olmuşlardır. Neyse anladınız sanırım. 
   İşte o eski günlerin hatırına; bir kamyonet dolusu star eskisinin sağa sola kurşun saçarken birbirleriyle t.ş.k geçmelerini izlemek keyifli oluyur. Seyredilecekse sırf bunun için izlenir, yoksa senaryo, sinema falan görmeyi beklemeyiniz.
Repliklerden aklımda kalanlar :
Silvester "- Bu uçak müzelik."
Brus Vilis "- Biz de öyle"

Ateşli çatışmanın ortasında yanına Brus Vilis ve Çak Noris gelince Şvartzeneger "-Bir Rambo eksik !"

Ha bir de Arni'nin Smart'ın kapısını açışına bayıldım.
Yav bir de Çak Noris konuşunca bütün karizma eriyip gidiyur. O nasıl ses tonu öyle, dondurmacı gibi !..(tevekkeli, adam filmlerinde hiç konuşmuyor)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder