12 Eylül 2013 Perşembe

"Pain and Gain" Maalesef Gerçek !...

   Maykılbey'in böyle bir şey yapacağını hiç ummazdım.  Aklımda hep transformırslarla falan yer etmiş aksiyonefekt düşkünü bir yönetmen, böylesi bir filmi nasıl çeker ?
   Afişlere ve kasta bakmayın, karşımızda The American Dream'a doksandan şık bir gol takan film var. Mekan : Florida, adamlarımız : steroitten dolayı kafaları biraz karışık, zeka seviyeleri pek parlak olmayan kas yığını bir üçlü, olayımız kısa yoldan zengin olmak. Vee olaylar gelişir.
   Biraz karışıkça başlayan filmimiz ilerleyen dakikalarda tiplerin oturmasıyla sonuna kadar kendini izlettiriyor. Önce standart aksiyon falan deyip geçiyorsunuz, sonra hem korku hem komedi filmine dönüşüyor. Senaryo, gerçek olaylara dayanılarak yazılmış. Filmin sonlarına doğru tam da "yok artık" dediğimiz anlarda ekranda beliren "still based on a true story" yazısı "uuu beybi !" dedirtmektedir. 
   Misal : adamlarımız rehin alarak kazara öldürmeyi başardıkları rehinelerin vücutlarını parçalamak için aldıkları elektrikli testereyi, (kurbanın saçları motora kaçtığından) iade etmek için yapı markete geri dönerler ve (işin garip tarafı) pırıl pırıl iadelerini yapıp yeni testerelerini alırlar. Bunun gibi akla zarar bir sürü şey daha vardır. 
   Markvahlberg olsun Dveyncansın olsun canlandırdıkları moron karakterlerle adeta bütünleşmiş, fakiri kendinden almıştır. Bilhassa Dveyncansın, daha önce üstüne yapışan ağır kaslı abi rolünü (burnu bembeyaz (kokain), ayak başparmağıyla yaptığı diyaloglarla falan) üstünden sıyırıp atmıştır. Monk rolüyle bütünleşen Tonişelhop ise başka rolleri de oynayabileceğini göstermiştir  (helbet oynayacak arakolpa ! adamın işi bu) (abimiz Lübnanlı ama uyuşturucu kaçakçısı bir museviyi gayet de güzel canlandırıyor). 
   Neyse... Ezogelin çorba (karışık içerikli) gibi bir tanıtımımızın da sonuna geldik. Çoluk çocukla seyredilmeyecek yalnız es de geçilmeyecek ilginç bir pelikuladır. Ürkerek gülmek isteyenlere öneririm.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder