22 Ekim 2013 Salı

Midilli'ye Gidecek Olanlara Öneriler...


AYVALIK
  •  Midilliye gidecekseniz önce Ayvalık'ta neler var, kısaca buna bakabilirsiniz. Çünkü an itibarıyla Midilli'ye tek ulaşım rotanız Ayvalık üzerinden. Dikili'den Midilliye Yunan feribotuyla yapılan seferler iptal edilmiş.
  • Ayvalık'ta sokak kenarları (mutad üzre) otopark olmuş, bir saate kadar üç lira, sonrası artıyor. 
  • Merkezde iskelenin karşısındaki Tansaş'ın yanındaki otopark hem tostçuların tam yanında hem de önereceğim lokantanın pek yakınında (1-3 saat 5 TL).
  • Tansaş'ın hemen arka sokağında eski bir binada bulunan "Kepçe" lokantası, hem yemekleri hem de atmosferiyle dikkat çeken bir yer. Çorbalar 4 TL. (yalnız porsiyonları "öksüzdoyuran" dikkat !), diğer yemekler de makul, yoğurdu ve kabak çiçeği dolması güzel.
  • Gümrüğe doğru ara sokaklardan birinde bulunan (ve tabiyki İstanbul-İzmir tayfası tarafından pek bir bilinen) "Güler Tatlıhanesi" sakızlı kurabiyeleriyle ünlü. Sakızlı kurabiye fena sayılmaz da, fırından yeni çıkmış tahinli kurabiye varsa asıl onu öneririm. Bir de lor tatlıları hem hafif hem lezzetli.
  • Midilli'ye Jale Tur'un iki teknesi çalışıyor. İnternetten 68 TL.ye gidiş dönüş bilet alabilirsiniz. Eskiden İlçe Emniyet'in yan tarafındaki otopark ücretsizken, şimdi bir oto galeri sahiplenmiş, değnekçilik yapıyorlar. (Günlük 10 TL.)
  • Yolculuk iki saate yakın sürüyor. (18 deniz mili)
MYTİLENE
  • Sadece yatmak amacıyla kiraladığımız odamız; hiç manzarası olmaması, odaların direkt sokağa açılması gibi dezavantajlarına rağmen temizlik, lokasyon ve fiyat açısından en tatminkar sonucu veriyordu (Fontana Rooms : çift kişilik oda fiyatı gecelik 30 euro, kahvaltı yok)
  • Merkezin en hareketli caddesi, sahilin paralelinde yer alan Ermou caddesi. Dükkanlar 12-16 saatleri arasında kapalı. Öğleden sonra açılıp gece sekize kadar falan açık kalabiliyorlar.
  • Ermou caddesinin sonuna kadar gidip özellikle sonda yer alan ilginç antikacılar ve yerel ürünleri görmeniz iyi olabilir. Yolda; her tarafı kapatılmış ve hafif metruk durumdaki bir camii ilginizi çekebilir.
  • Gelelim "Kalderimi" mevzuuna. 
  • Efendim bu yer, Ermou caddesini kesen küçük sokakların birinde (hatta sokağın tam ortasında) yer alan sevimli bir meyhane (idi). İki yıl önce gittiğimizde tesadüfen keşfedip neşeyle mamullerini taam etmiş, uzolarımızı (mavi Barbayanniyi öneririm) letafetle zıkkımlanmış, sonraki ziyaretlerimizde de buraya gelmeyi kafaya koymuştuk. Ancak adaya gelen Türk turistler çabucak burayı doldurup kallavi bir ilgi gösterince küçük değişiklikler olmuş. Şöyleki : eskiden gelen gözlemeler şimdikinin iki katıydı. Kabak çiçeği dolmalarının üzeri incecik hamurdu, şarapta ahtapot şimdikinin üç katıydı, kalamar dolması yapılıyordu, tabaklarda bu kadar sık saç çıkmıyordu ve en önemlisi fiyatlar daha haysiyetliydi. Şimdi pek öyle değil. Maalesef "Kalderimi" turistik bir yer olmuş.
  • Daha yerel bir yere gitmek istediğinizde yapacağınız şey şudur : sahilde sinemayı sorun. Sinemanın olduğu sokağın devamında küçük bir meydan göreceksiniz. Sağınızdaki iki katlı kafe yemekten sonra tercih edilebilir. Kafenin sağında ise kiş abidesi şeklinde bir lokanta göreceksiniz. İşte orası güzele yakın ve yerelin tam ortası bir mekandır. Deneyebilirsiniz.... Burası turistler için değil gezginler için. (keşfedilene dek)
  • Merkezdeki ikinci gecemizi daha rahat duş alabilmek için (Fontana'da sıcak su yoktu !) sahildeki Sappho Hotel'i tercih ettik. Konumu mükemmel, temizlik iyi, fiyatlar biraz daha yüksek (gecelik çift kişilik oda 50 euro, kahvaltı var (patetik, ama var)). Bankodaki amcanın kulaklarında, kafasından daha çok kıl var (mitillien werewolf). 
  • Sahilde Safo ve Lesvos otellerinden biraz ileride yüksek tavanlı bir kafe (ismini şimdi tam hatırlayamıyorum ama yamulmuyorsam Panmellion gibi bişiydi) var. Fiyatları normalin %50 fazlası ama dekorasyon ve ambiyans pek zarif. Abartmamak kaydıyla fiyat farkını vererek kendinizi sofistike bir insan gibi hissedebilirsiniz. İçeride güvercinler uçuşuyor ve sigara içilebiliyor. (Kahve 2, soda 2.5, pastalar 4-6 euro) 
  • Adada sol düşünce hakim, duvarlarda faşizme karşı sloganlar yazılmış, bu aşağıdaki duvarda da bir şeyler yazıyor ama ben tam çözemedim !...
  • Ekim ayı sezon dışı olduğundan otomobil kiralama fiyatları uygun, biz internetten kiraladığımızdan günlük 30 euro gibiydi ama karşılıklı görüşmede 25 euroya falan bulabilirsiniz. 
  • Molivos'a giderken yolunuza çıkan ilk körfezin hemen kıyısında küçük taştan bir kilisecik var. Yanından aşağıya inen yolu takip ederseniz bir termal hamama ulaşıyorsunuz. Dobermandan korkmayın kuzu gibi uysal. 2 euro karşılığı kadınlar ve erkekler için iki ayrı bölümden oluşan termalden yararlanabilirsiniz. Denizin hemen kıyısında, çok eski dönemlerden kaldığı apaşikar, camları açılınca denizi temaşa edebileceğiniz, akar termal şeklinde havuzlardan oluşan ilginç bir yer. Daha geniş zamanımız olsa bir öğleden sonrası feda edilebilir bir etkinlik. Maalesef sadece görmekle yetindik.
  • Başkentten Molivos'a giderken sağda Agia Paraskevi diye bir tabela göreceksiniz. Üşenmeyin gidin (yoldan 4 km. içerde). Küçük bir dağ köyü. Girişte turistikleşmiş kafeler restoranlar göreceksiniz, pas geçiyorsunuz, doğrudan meydana köy kahvesine gidip kuzu ızgara istiyorsunuz. Sakallı teyze ve hafif şehla kocası, kola dolabından çıkardıkları etleri gösterip ne kadar istediğinizi soruyorlar. Biz beş kişi iki kiloyla doyduk. Meşrebinize göre etleri sipariş ediyorsunuz, salata, patates kızartması, ev yapımı sofra şarabı (alkolü pek yüksek değil, hafif tatlı ama degüstatörler burun kıvırabilir), turşu, zeytin, feta peynirli salata, birkaç bira ile gelen hesap; beş kişi için 40 euro. Etler başarılıydı. Sonrasında da yoğurt üstü vişne reçeli geliyor. Etler hazırlanırken köyü gezebilirsiniz, görülecek pek bir şey yok ama oturup günlük yaşantıyı gözlemlemek bence daha iyi...


MOLİVOS / MYTHİMNA


  • Adanın Kuzeyindeki bu ilginç kasaba, görülesi bir yer. Yüksek bir tepede mukim kadim bir kalenin çevresinde Minas Tirith usulü evler ve sokaklar var.  İnişte ise aynı Assos limanına benzer bir yolun sonunda Assos usulü oteller ve lokantalar var.
    Sea Horse Balkonundan gece liman...
    Molivos sokakları
  • İnternetten bakıp beğendiğimiz ve yer ayırttığımız Molyvos Residence Apartments'ı, içeri girmek için bağırıp çağırmamıza rağmen kimseleri bulamadığımızdan değerlendiremedik. Belki de bu daha iyi oldu çünkü hemen limanın kıyısındaki Sea Horse Hotel'i bu sayede bulduk. Profesyonelce işletilen otelin fiyatları ilk tercihimizden yüksek olmasına rağmen (çift kişilik oda günlük 50 euro kahvaltı var ve iyi kahvaltı) verdiğimiz parayı hakketti. Odalar yeterli genişlikte ve çok temiz, balkonda bir güverte havası var, adeta denizin içindesiniz. Oteli, iyi ingilizce bilen bir çift gayet güzel idare ediyor. 
  • Kaleye çıkan daracık taş sokaklar sakince gezilebilir, hoş nüanslar yakalanabilir. Mesela kaleye otomobillerin çıktığı yegane yol çok ilginç. Kenarda sandalyede kitap okuyan bir dükkan sahibi otomobilin geldiğini duyunca sandalyesini kaldırıp içeri girmek zorunda kalabiliyor. Yol o kadar dar... 
Kaleden limanın görünüşü


Minas Tirith

  •   Akşam yemeği için güzel otelimiz bir musakkaya 10 euro fiyat verince başka mekan aradık. "Kısmet" i bu sayede bulduk. Otelin önünden iki restorant ileride, tahta mavi sandalyeli içeride iki masası, bahçede dört masası olan tipik bir Ege meyhanesi. Marios namıyla mülakkap "Türkçeniz çok iyiymiş" dediğimizde "Sizinki de fena değilmiş" diyen eski İstanbullu bir abinin de çalıştığı, "ne balıklarınız var ?" diye sorunca "tekneler gelince öğreniciiz" diyen, şarapta ahtapotu lokum gibi yapan, mezeleri taze, balıkları usulünce pişiren, ve beş kişilik balıklı uzolu bir yemeğe 50 euro gibi karakterli bir hesap yazan, samimi bir işletme. Biz memnun kaldık, gezginlere de öneririm.
Kısmet !..
  • Sezon bitmiş ama ben arnavut damarımın kurbanı olup "illa da Eressos'a gidecem" deyince yollara revan olduk. Adanın güneyi ne kadar yeşilse, kuzeyi o kadar çorak. Yollar hayli dar, çok virajlıyokuşlu ve Molivos Eressos arası kemiksiz iki saat sürüyor. Şair Sapho'nun yaşadığı bu yer, günümüzde lezbiyenlerin mekkesi kabul ediliyormuş. Ben görmedim, bilmem. Benim gördüğüm : şarköy mimarisindeki binaların yoğun olduğu güzel bir kumsal, sahile balkonlarla çıktı yapmış boş restoranlar, sahildeki meydanda Sapho'nun şık bir heykeli, sahilin ilerisinde küçücük bir adacık, boş sokaklardı. Hülasa; eğer yüksek sezonda değilseniz hiç görmeye değmez, sıcak günlerde ise ancak deniz güneş kum tatili için uğranabilir.
Şimdi de genel olarak uyarılar ve tavsiyeler.
  • Kalderimi'ye artık gitmeseniz de olur.
  • Vaktiniz kısıtlıysa çok yer göreceğim diye hiç uzak rotalara niyetlenmeyin, yollar yorucu.
Molivos - Eressos arası Vatoosa diye bir köy...
  • Ladotiri peyniri alın 1.1 Kg.ı 12 euro.
  • Herhangi bir bakkaldan 250 gr.lık plastik kaplarda satılan koyun yoğurdunu mutlaka alın (1 euro), tattığınızda "bu yoğurtsa bizim yediklerimiz ne ?" diyeceksiniz. 
  • Yemeklerden sonra tatlı niyetine servis ettikleri yoğurt üstü reçelbalmarmelat kombinasyonunu asla pas geçmeyin, üstte yazdığım yoğurttan yapıldığından damağınıza krema gibi gelebilir. Bilhassa; Agia Paraskevi'deki salaş kahvede sunulan yoğurtlu vişne'nin yoğurdunun, yoğurt kılığına girmiş kaymak olduğundan kıllanıyorum.
  • Zeytinyağı alın, litresi 6 euro ama verdiğiniz parayı hakediyor.
  • Bal da alın, kilosu 12 euro ama bu da haysiyetli ve hilesiz bir bal.
  • Hemen her kasabada bir kooperatif satış yeri var. Burada alışverişinizi marketbakkalturistikeşyacılardan daha ucuza yapabilirsiniz.
  • Kalderimi'nin Ermo caddesi ile kesiştiği noktadaki kasapta güzel dana pastırma var, çemeni çok taze ve tatlımsı ama çemeninden ayırdığınız pastırma gayet başarılı.
  • Halk genel olarak sıcakkanlı, porsiyonlar kallavi, mezelerde çeşitlilik yok ama hepsi taze.
  • Patatesler soyulup kızartılıp taze taze sunuluyor, donmuş patatesi fritöze batırıp çıkarıp getirmiyorlar.
  • Adada büyük market ve AVM hiç yok. Alışveriş bakkallardan ve hesaplarını kağıt kalemle yapıyorlar. (bunu çok sevdim)
  • Kiraladığınız araba için ya önceden model ve marka isteyin ya da direkt otomobili görün yoksa külüstür (modeli yeni ama külüstür (var öyle ! ben kullandım biliyorum)) bir otomobile razı olabilirsiniz.
  • Velhasıl, iki saatlik bir deniz yolculuğundan sonra başka bir kültürü tanımak ve yaşamak için hazır yeşil pasaporta vize istenmiyor ve diğer pasaportlara da limanda giriş vizesi (55 euro) alınabiliyorken, ekonomik bir tatil alternatifi olarak Midilli'yi deneyin derim.
  • Seyahat tarihimiz Ekim 2013 olup, iklim ve fiyatlar buna göre değerlendirilmelidir.
  • Haydi iyi gezmeler !...
Karşısında da bu var, nutkum tutuldu !...
Ermou caddesindeki anlamlı dükkanlardan biri !...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder