24 Kasım 2014 Pazartesi

"The Salvation" Danimarka'lı Western.

   Şu ahir ömrümde izlediğim ilk Danimarkalı westerndir.
   "Du bakalım nolecek ?" diyerek ekran başına geçmemizle, ilk onbeş dakikadan itibaren koltuğa yapışmamız farz oldu. Danimarkalı yönetmen Bay Levring, sekiz yıl aradan sonra çektiği ilk filmle; western türünün tüm klişelerini kullanarak, sinefile bir buçuk saatlik hoş bir seyir vaadetmektedir.
Evagriin
   Bir şekilde vahşi batıya eklemlenen Danimarkalı bir ailenin dramıyla harmanlanan senaryo, başlardan itibaren tipik bir intikamlı western filmine dönüşmekte, sonraki adımların neler olacağını az çok (haydi tamamen diyelim) tahmin etsek de, kötülerin nasıl öleceğini izlemek için bir 92 dakikayı harc-ı alem etmekteyiz. 
Şarlotrempling
   Elbette ki filmimizin en önemli kozu, Medsmikelsen'dir. Bay Mikelsen; karikatüre dönüşebilecek kadar klişeler barındıran protagonisti, kâh aşık olduğu kadına olan hayran bakışlarıyla, kâh kardeşinin ölümünü idrak ettiği anda yaşadığı katatoniyle (ki yönetmen burada tüm sesleri durdurarak güzel bir alkışı haketmiştir) vesair oyunculuk gösterileriyle; ete kemiğe büründürmekte, filmimizi daha bir izlenesi hale getirmektedir. Evagriin ise tek kelime etmediği rolünde deli deli bakmadığı zaman feci halde Şarlotrempling'e benzemektedir.    
   İlk yarıdan itibaren eksenini hafiften kaydıran (intikamdan, komploya) senaryo, sonlara doğru artan şiddetin etkisiyle izlenebilirliğini sürdürerek izleyiciyi sıkmamaktadır. Filmimizin pek bir mesaj kaygısı yoktur. Baskın otoritenin işlediği bariz suçların toplum tarafından nasıl içselleştirildiği, toplumun yönetici kitlesinin nasıl baskın otoritenin suçlarına müdahil olduğu gibi alt mesajlar ancak dikkatli ve politik yönden uyanık sinefilin dikkatini celbedecektir. Kovboy filmi izlemek isteyen düz sinefilin ise bundan haberi bile olmayacaktır.
   Hülasa; akşamları kafa boşaltmak isteyen mısırını patlatır, çocukları yatırır (şiddet ve kan vardır), oturur izler. Kaçırırsa da üzülmez. Böyle yani...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder